Almanya, Ukrayna’ya Leopard 2 tanklarını göndermekten neden çekiniyor?

(*2*)Batılı müttefikler Ukrayna’nın Rusya’ya karşı verdiği muharebede başarıya ulaşmış olabilmesi için bilhassa Alman yapımı Leopard 2 tanklarının büyük tesir yaratacağını vurgularken, Berlin uzun süredir bu tankların Ukrayna’ya gönderilmesine izin vermekte gönülsüz davranıyor. Baskılar yoğunlaşırken, Alman hükümetinden ilk pozitif sinyal geldi. Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, öteki Avrupa ülkelerinin ellerindeki Leopard 2 tanklarını Ukrayna’ya göndermek istemeleri halinde buna karşı çıkmayacaklarını belirtmesi Alman basınında “yeşil ışık” olarak yorumlandı.Gene de Almanya, hemen hemen kendi tanklarını gönderme mevzusunda adım atmaktan çekiniyor. Batılı müttefikler ve bazı uzmanlar Almanya’nın bu mevzuda atacağı adımın gelecek yıllarda tüm Avrupa kıtasının güvenliğini tanımlama açısından oldukça tehlikeli sonuç bir rol oynayabileceğini belirtiyor. Gelinen noktada “yalnız kalma ve müttefiklerini bıktırma” tehlikesiyle karşı karşıya olan Almanya’nın küresel güvenlikle ilgili tartışmalar çerçevesinde tarafını netleştirmesi umut ediliyor.Almanya bunca baskıya karşın neden çekiniyor, Almanya’nın gönülsüzlüğünün arkasında hangi sebepler yatıyor?

Ukrayna’daki harp Almanya’yı konumunu tekrardan düşünmeye zorluyor

Diplomatik çevrelere nazaran Almanya’nın 21’inci yüzyıldaki ekonomik başarısının sebebi üç temele dayanıyor: Çin’in ucuz işgücü, Rusya’nın ucuz naturel gazı ve ABD Birleşik Devletleri’nin güvenlik garantörlüğü. Bu açıdan bakıldığında Avrupa’nın en varlıklı ülkesi olan Almanya’nın diplomatik faydacılık ve dolayısıyla taraf tutmadaki gönülsüzlüğü müdafa harcamalarını sınırı olan tutmasına destek oluyor. Amerikan gösterim organı CNN’e konuşan bir yetkili Berlin’deki siyasetçilerin bu yaklaşımı aniden terk etmesini kolay olmadığını vurguluyor. Yetkiliye nazaran siyasetçilerin “Açıkça ABD’nin tarafını tutmaya karşı içsel bir şüpheleri ve Rusya ile ilişkilerin düzeltilebileceğine dair ince bir umutları var”.Sadece Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı, Almanya’nın Avrupa’daki yerini, Rusya ile ilişkilerini ve askeri güç kullanımı mevzusundaki tutumunu tekrardan düşünmeye zorluyor.

Zamanı sebepler

Alman kamuoyu büyük çoğunlukla Ukrayna’yı mücadelesinde desteklerken, tank gönderme mevzusunda tereddüt içinde. Kamuoyu yoklamaları halkın yarısından fazlasının ülkesinin Ukrayna’ya tank göndermesini istemiyor. New York Times gazetesine konuşan Amerikan Almanya Konseyi Başkanı Steven Sokol “Almanların bu konudaki isteksizliği tek bir kelimeyle özetlenebilir, o da ‘tarih'” diye açıklıyor.Genç Almanların Ukrayna’daki harp alanlarının isimlerini büyüklerinden duyarak büyümüş olduğu dikkate alındığında, birçok Alman, zamanı hafızaya saygı göstermek icap ettiğini düşünüyor.Sokol’e nazaran Almanlar Rusya, Polonya ve Ukrayna’da saldırgan değil, ortak olarak görülmek istiyor ve Alman silahlarının tarihsel olarak milyonlarca insanı öldürmek için kullanıldığı bölgelere tabanca gönderme mevzusunda hususi bir hassasiyetleri var.Sokol “İnsanlar Alman silahlarının bu bölgelerde insanları öldürmek için ön saflarda kullanılmasını istemiyor.” sözleriyle bu hassasiyeti ifade ediyor.Sadece Oxford’daki St Antony’s Koleji’nde Almanya ve Avrupa tarihçisi Timothy Garton Ash, Almanların kendi tarihlerinden çıkardıkları dersleri yanlış yorumlama riski taşımış olduğu görüşünde. Ash “Almanların aklı son aşama karışık; eski fikir ölmüş, yeni fikir ise hemen hemen doğmamış” diyor ve Ukrayna savaşının başlatmış olduğu tartışmaların hemen hemen tamamlanmadığına işaret ediyor.

Askeri sebepler

Uzmanlar,  müdafa açısından NATO şemsiyesi altında ABD’ye sırtını dayayan Alman ordusunun öteki Avrupalı güçlere nazaran hazırlık kapasitesi oldukça geride olduğu değerlendirmesini yapıyor. Rand Cooperation’a nazaran İngiliz ordusunun minimum bir zırhlı tugayı sınırsız olarak ayakta tutabilme kapasitesi varken, Almanya’nın tam zırhlı bir tugayı yalnız harekete geçirmesi ortalama bir ay alabilir.Ukrayna’daki savaşı ülkesi için “zamanı bir dönüm noktası” olarak tanımlayan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkesini askeri açıdan güçlendirmek için adım atma arzusunda. Bu amaçla Alman ordusunun yenilenmesi için 100 milyar euroluk müdafa bütçesiaçıkladı ve 2022’den itibaren ülkesinin NATO taahhütlerini yerine getireceği sözü verdi. Sadece Aralık ayında bu sözün tutulamayacağı ve büyük olasılıkla 2023’te de hedeflenen taahhüde ulaşılamayacağı açıklaması geldi. Bazı müdafa uzmanları Almanya’nın süratli ve büyük adımlar atmakta zorlanacağını düşünüyor. Alman Dış İlişkiler Konseyi Direktör Yardımcısı Christian Mölling bu durumu “Evet, güvenliğimiz için daha çok harcama yapmayı taahhüt ettik, sadece bunun tam olarak neye harcanması gerektiği ya da daha geniş bir güvenlik stratejisine iyi mi uyacağı mevzusunda net bir fikrimiz yok.” ifadeleriyle açıklıyor.CNN’e konuşan Mölling ek olarak Almanya’nın müdafa alanındaki hedeflerinin siyasal irade tarafınca engellenebileceğine inanıyor. “Siyasal kariyerler Almanya’nın barışsever bir millet olduğu söylemi üstüne inşa edildi” diyen Mölling’e nazaran kamuoyunun havası değişiyor ve muhtemelen bir kırılma noktasında, sadece  Almanya’yı Avrupa güvenliğinde öncü bir erkek oyuncu haline getirecek bir önder olmak büyük zorluklar barındırıyor.

Siyasal sebepler

Almanya’daki üç partili koalisyon hükümetinin iki büyük partisi olan Toplumsal Demokratlar ve Yeşiller içinde “pasifizm” yanlısı, doğrusu uyuşmazlıkların çözümünde sertlik yerine sulh yanlısı çözümleri korumak için çaba sarfeden kanat göz ardı edilemeyecek kadar kuvvetli.Münih Güvenlik Konferansı Başkan Yardımcısı Boris Ruge bu durumu koalisyon içinde bir başka partinin varlığına benzetiyor. New York Times’a konuşan Ruge “Scholz, Yeşiller ve Toplumsal Demokratların pasifist kanatlarını da sayarsak, bir dereceye kadar üç partili değil beş partili bir koalisyona liderlik ediyor. Ve Toplumsal Demokratların, Moskova’ya daha sempatik yaklaşan eski Doğu Almanya’da oldukça sayıda seçmeni var” diyor.Berlin’deki Alman Marshall Fonu’ndan Thomas Kleine-Brockhoff’a nazaran Scholz oldukça ağır hareket ederek bir taraftan tarihsel hafızaya saygıyı vurguluyor, öteki taraftan da “harp çığırtkanlığı yapmadığını ve askeri bir gündemi zorlamadığını” göstermek istiyor. Scholz bir anlamda, Rusya’yı müzakereye zorlayarak barışı yakınlaştırdıklarına dair Alman kamuoyunu ikna ettikten sonrasında tankları göndermek ve bu süreçte seçmeni yanına tutma ardında. 

Almanya bugüne Ukrayna’ya iyi mi destek oldu?

Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırısı Avrupa’nın güvenlik haritasını değiştirirken, internasyonal diplomasideki ayırım çizgisini de belirginleştirdi. Almanya bu aşamada Ukrayna’ya değişik açılardan destek oldu. Ekonomisi için kilit öneme haiz olan Rus naturel gazına olan bağımlılığı azaltmak için Şimal Akım 2 projesini askıya almaktan, depolama ve sıvılaştırılmış naturel gaz tesislerine yatırım halletmeye ve tamamen bırakmayı organize ettiği kömür ve nükleer santral seçeneklerini tekrardan kullanmaya kadar birçok sıkıntılı kararın arkasında durdu. Kapılarını Ukraynalı mültecilere de açan Almanya ek olarak Ukrayna’ya 2,1 milyar dolar değerinde tabanca ve askeri araç-gereç tedarik etti, MARS roketatar, Stella uçaksavar, Marder zırhlı araçları ve Patriot hava müdafa sistemleri gönderme sonucu aldı.

Yoruma kapalı.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Privacy & Cookies Policy