Araştırma | ‘Covid-19’a yol açan Sars-CoV-2’nin laboratuvar kaynaklı olma olasılığı yüzde 99,99’
Almanya’da hemen hemen yayınlanmamış bilimsel bir araştırma Sars-CoV-2 virüsünün laboratuvarda üretilme ihtimalinin yüzde 99,99 bulunduğunu ileri sürdü. Bazı bilim adamları ise araştırmaya sert eleştiriler yöneltti.Üç Alman araştırmacının kısa süre ilkin çevrimiçi olarak yayınladıkları ve hemen hemen bilimsel bir araştırma sürecinden geçmemiş olan ön yayında, Sars-CoV-2’nin kasıtlı olarak genetiği değiştirilmiş bir virüs olduğuna dair argümanlar sunuldu.Araştırmanın yazarlarından Valentin Bruttel ntv.de’ye verdiği demeçte, 2021 yazının başlarında Sars-CoV-2’nin genomundaki ilk anormallikleri fark ettiğini söylemiş oldu.”Bruttel, “Öteki moleküler ipuçlarıyla beraber, sonuçlarımız bu virüsün yüzde 99,9 oranında suni, muhtemelen organik bir virüsün manipüle edilmiş bir kopyası bulunduğunu gösteriyor. Muhtemelen bunun için kullanılan yöntemler, bileşik virüsler üretmek için bireysel viroloji laboratuvarları tarafınca da oldukca benzer bir halde kullanılıyor”dedi. Sars-CoV-2 koronavirüsü resmi sayılara nazaran altı milyondan fazla kişinin yaşamını kaybetmesine niçin oldu. Bu rakamın gerçekte 18 milyon olabileceği tahmin ediliyor. Böylesine ölümcül bir virüsün deposu mevzusunda ise sis perdesi hemen hemen resmi anlamda kalkmış değil. Şubat ayında ABD’de meydana getirilen iki bilimsel araştırma araştırma, Covid-19’un kaynağının Çin hükümetine bağlı bir laboratuvar değil, Vuhan’daki hayvan pazarı olduğuna işaret etmişti. Fakat bu araştırmadan yalnız bir yıl ilkin Dünya Sıhhat Örgütü Covid-19’un laboratuvar sızıntısı olduğu teorisini yok saymak için hemen hemen “erken” bulunduğunu işaret etmişti.
“Covid-19 genomunda tertipli parmak izleri”
Sars-CoV-2 genomunda hedefe yönelik manipülasyon için bir tür “parmak izi” keşfettiklerini belirten Alman araştırmacılar, bunun virüsün genomunda tertipli olarak yine eden bir model bulunduğunu söylüyor. Bruttel, Sars-CoV-2 benzer biçimde RNA virüslerini genetik olarak değiştiren laboratuvarların, ilkin genetik materyali tek tek DNA yapı taşlarından bir araya getirdiğini açıklıyor. Bu yöntemde, genomda bu yapı taşlarının birleşme noktalarının yakınında görünür “tanıma bölgeleri” kaldığını işaret eden araştırmacı, bu bölgeler yardımıyla birçok değişik suni virüs varyantının kolayca oluşturulabildiğini de ifade ediyor. Araştırmalarında malum suni olarak yaratılmış virüslerin genomları ile organik “model” virüsleri karşılaştıran Bruttel ve meslektaşları, organik virüslerde tanıma bölgelerinin “tamamen rastgele dağıldığını” bununla beraber genetik olarak bir araya getirilmiş virüslerde ise “daima belirli bir seviye” görüldüğünü söylüyor. Elde ettikleri ilk sonuçların ise organik evrimin bu modeli tesadüfen üretmiş olma olasılığının “en fazla 100’de 1, muhtemelen oldukca daha düşük” bulunduğunu gösterdiğini sözlerine ekliyor. Araştırmanın Sars-CoV-2’nin bir laboratuvarda bileşik olarak yaratıldığının bir kanıtı olmadığını ifade eden Alman araştırmacılar, virüsün desenini “bir katliam silahı üstündeki parmak izi”ne benzetiyor. “Minimum on başka bileşik RNA virüsünde de bulunan bu şekilde bir modelin burada tamamen tesadüfen ortaya çıkmasının son aşama düşük küçük bir ihtimal bulunduğunu gösterdik” diyerek ihtimalin güçlü bulunduğunu vurguluyor.
“Saçma bir araştırma”
Araştırma dünyasının virüsün deposu mevzusunda ikiye bölünmüş olması sebebiyle araştırmaya bir kısım bilim insanı sert eleştiriler yöneltti. ABD’deki Scripps Araştırma Enstitüsü’nden immünolog Kristian Andersen Twitter’dan yapmış olduğu paylaşımlarda emek vermeyi “saçmalık” olarak nitelendirdi. Andersen, çalışmanın “bir moleküler biyoloji anaokulunda bile geçemeyecek kadar kusurlu” bulunduğunu yazdı. Alman virolog Friedemann Weber de Andersen’in ön baskıya yönelik eleştirilerini Twitter üstünden yineledi. Giessen Üniversitesi Viroloji Enstitüsü’nün başlangıcında bulunan Weber, mesajlarında Bruttel ve meslektaşlarının bahsetmiş olduğu izler olmadan da virüsleri genetik olarak manipüle etmenin mümkün bulunduğunu savundu. Bruttel, suni virüsler tarafınca kazara tetiklenen bir pandemi riskinin hala hafife alındığı uyarısında bulunuyor. “Suni olarak üretilen pek oldukca virüs, Sars-CoV-2’den kat kat daha ölümcüldür.” Ortalama on yıl ilkin son aşama tehlikeli kuş gribi üstünde yapmış olduğu genetik deneylerle infial yaratan virolog Ron Fouchier’i hatırlıyor. Bruttel şu uyarıda bulunuyor: “Bu şekilde değiştirilmiş bir virüs kaçarsa, karmaşık tedarik sistemlerimizin tamamen çökmesine yol açabilir.”
Yoruma kapalı.