Bir yılda nüfusunun yüzde 2’si ABD’ye giden Küba’nın varlığı tehdit altında

ABD Birleşik Devletleri’nin sert yaptırımlarının yanı sıra pandemi, Küba ekonomisini çökertti ve Fidel Castro’nun iktidara gelmesinden bu yana yaşanmış olan en büyük göç dalgasına niçin oldu. Küba’da 11 milyonluk nüfusun yüzde 2’sine denk gelen 250 bin şahıs geçen yıl ülkeyi terk ederek ABD’ye göç etti. Göç kervanına katılanların gençlerden oluşması giderek yaşlanan ada ülkesinde bir varlık sorununa dönüştüğü belirtiliyor. Roger García Ordaz, onlarca kere ülkeden kaçma girişiminde bulunmuş. Ahşap, strafor ve reçineden yapılmış teknelerle 11 kez Küba’yı terk etmeye çalışmış. Üç tekne kazası ve sekiz kez de ABD Sahil Güvenliği tarafınca denizde yakalanıp ülkesine geri gönderilmesi dahil olmak suretiyle her başarısız girişimi için vücudunda bir dövme yaptırmış. Bu yıl, García’nın yaşamış olduğu Havana’nın batısındaki balıkçı köyü Baracoa kıyılarından yüzlerce derme çatma tekne ayrılmış. O denli fazlaca hareketlilik yaşanmış ki mahalli halk kasabaya “Terminal Üç” adını vermiş. ABD’ya ulaşıncaya kadar durmayacağını ve denemeye devam edeceğini söyleyen 34 yaşındaki Kübalı genç, “Doğal ki oraya ulaşana kadar kendimi denizin sularına bırakmaya devam edeceğim. Eğer deniz canımı almak isterse alsın.” diyor. Komünist yönetim altındaki Küba’da yaşam koşulları uzun süredir istikrarsızdı, sadece bugün, derinleşen yoksulluk ve umutsuzluk, Fidel Castro’nun yarım yüzyıl ilkin iktidara gelmesinden bu yana Karayip ada ülkesinden en ciddi ve en büyük göçü başlattı.Ülke, ABD yaptırımlarının sıkılaşması ve Covid-19 salgınının Küba’nın can damarlarından kabul edilen gezim sektörünü yok etmesiyle iki darbe birden aldı. Besin daha da kıt ve daha pahalı hale geldi, eczanelerde şafak sökmeden süregelen kuyruklar oluştu ve milyonlarca insan her gün saatler devam eden elektrik kesintilerine katlanmak zorunda.New York Times’ın ABD hükümet verilerine dayandırdığı haberine nazaran geçtiğimiz yıl, adanın 11 milyonluk nüfusunun yüzde 2’sinden fazlası, kısaca ortalama 250 bin Kübalı ABD’ye göç etti. Bunların bir çok kara yöntemiyle cenup sınırına ulaştı.Bu sayı, tarihe “Mariel-Tekne-Göçü” olarak geçen ve 1980 nisan-ekim ayları içinde 125 bin Kübalının denizden ABD’ye toplu göç etmiş olduğu süreç ile gene 1994 yılı hadisesinden bile daha çok. Uzmanlar, cenk zamanı göçüne benzettikleri bu hareketliliğin sonunun olmadığını ve dünyanın en yaşlı nüfuslardan birine haiz ülkenin geleceğini tehdit etmiş olduğu değerlendirmesinde bulunuyor. Zira göç zirveye ulaşmış durumda. Kübalıların çığ şeklinde büyüyen göçü, ABD için de bir mesele ve Küba, Meksika’dan sonrasında en fazla göç veren ülkelerden biri haline geldi.Bu durum Başkan Joe Biden için büyük bir siyasal mesuliyet teşkil ederken, yönetim tarafınca da ciddi bir ulusal güvenlik problemi olarak görülüyor.”Küba’ya ilişkin rakamlar zamanı özellikte ve hepimiz bunun bilincinde.” diyen ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, NYT’a yapmış olduğu açıklamada, “Bununla beraber, şu anda dünya genelinde her zamankinden daha çok insan göç ediyor ve bu eğilim kesinlikle bizim yarım küremizde de kendini gösteriyor.” ifadesini kullandı.Uzmanlar, ABD’nin Küba politikasının, Washington’ın şu anda çözmeye çalmış olduğu göç krizini körüklemeye katkı sağlamış olduğu yorumunda bulunuyor. Donald Trump yönetimi, eski Başkan Barack Obama’nın diplomatik ilişkilerin tekrardan kurulması ve adaya seyahatlerin arttırılmasını içeren angajman politikasını yürürlükten kaldırdı. Trump, bunun yerine yaptırımları arttırmış ve ABD’deki Kübalıların ailelerine nakit göndermelerini ciddi şekilde sınırlayan “maksimum baskı” kampanyası başlatmıştı. Obama süreci ulusal güvenlik danışman yardımcısı ve Küba ile meydana getirilen görüşmelerin başındaki isim olan Ben Rhodes, “Bu roket bilimi değil. Eğer sınırınızdan 90 mil ötedeki bir ülkeyi yaptırımlarla harap ederseniz, insanoğlu ekonomik fırsat arayışıyla sınırınıza gelirler.” diyor. Yaptırımların büyük seviyede geri çekilmesi hemen hemen masada olmasa da, iki hükümet muhteşem göç dalgasını ele almak için çaba sarf ediyor.Washington geçtiğimiz günlerde, ocak ayında Havana’da konsolosluk hizmetlerini tekrardan başlatacağını ve iki ülke içinde uzun süredir devam eden anlaşmalar doğrultusunda gelecek yıl Kübalılara minimum 20 bin vize vereceğini duyuru etti. Yetkililer, bu adımın insanları ABD Birleşik Devletleri’ne tehlikeli yolculuklar yapmaktan caydıracağını umuyor.Öte taraftan Havana, göçü caydırmaya yönelik bir başka adım olarak, sınır dışı edilen Kübalıların ABD’den uçuşlarını tekrardan kabul etmeye razı oldu. Biden yönetimi ek olarak Kübalı Amerikalıların akrabalarına göndermelerine izin verilen para üstündeki sınırı kaldırdı ve Küba’ya havale işlemlerini gerçekleştirmesi için bir ABD şirketine lisans verdi.Küba hükümeti, ülke ekonomisinin felce uğraması ve insanların adadan uzaklaşmasının Washington’ın yaptırımları ve onlarca senedir devam eden tecim ambargosu bulunduğunu belirtiyor. Keza Havana yönetimi, 1966’dan beri yürürlükte olan ve belirli kriterleri karşılayan Kübalılara süratli bir halde oturma izni veren yasanın göç artışının temel sebebi bulunduğunu kaydediyor. Yasa, “tüm Kübalıların korunmaya gerekseme duyan siyasal sığınmacılar” bulunduğunu varsayıyor. Hem de yasa, başka hiçbir ulusa sağlanmayan ayrıcalıkları Kübalılara tanımış olduğu için sert bir halde eleştiriliyor.Camarioca Limanından 1965’te ortalama 3 bin şahıs, 1980’de Mariel’den 125 bin şahıs ayrıldı. 1994’te sokak protestoları ortalama 35 bin kişinin göç etmesine yol açmıştı. Bu kişiler Florida kıyılarına eski tekneler ve hatta şamyel ile seyahat yaparak ulaşmıştı. ABD Sahil Güvenliği’ne nazaran, daha azca imkana haiz Kübalılar derme çatma tekneler inşa ederek ayrılmaya çalışıyor ve 2020’den bu yana minimum 100 şahıs denizde öldü. Sahil Güvenlik bir tek son iki ayda ortalama 3 bin Kübalıyı denizde elde etti.Uzmanlar, emek verme çağındaki fazlaca sayıda genç Kübalının ülkeyi terk etmesinin, 78 olan averaj yaşam süresinin bölgenin geri kalanından daha yüksek olduğu ülke için kasvetli bir demografik geleceğin habercisi olduğu uyarısında bulunuyor. Florida Internasyonal Üniversitesi’nden araştırma görevlisi Elaine Acosta González, Kübalıların ana vatanlarında kan yitirilmesine uğramasının “yıkıcı” bulunduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Küba’nın nüfusu azalıyor.”Üç kez Küba’dan ayrılmayı deneyen taksi şoförü Joan Cruz Méndez, Baracoa’da denize bakıyor ve bir zamanlar kasabanın kıyılarını kaplayan bu kadar fazlaca teknenin niçin sahipleriyle beraber yok bulunduğunu şu sözlerle dile getiriyor:”Kaybedebileceğiniz son olarak şey umuttur ve bence halkın büyük bir kısmı umudunu yitirdi”

Yoruma kapalı.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More

Privacy & Cookies Policy