BM iklim zirvesi Cop27 Şarm el-Şeyh’te başladı: Kayıp ve Zarar mekanizması gündemin üst sıralarında
İklim krizine karşı ortaya konulmuş olan planların güçlendirilmesi ve bu planların somut adımlar atılarak hayata geçirilmesine ilişkin müzakerelerin yapılacağı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27’nci Taraflar Konferansı (COP27) başladı.Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde meydana gelen ve iklim değişikliğiyle savaşım alanında dünyadaki en kapsamlı zirve olan COP27’ye ortalama 190 ülkeden 40 binin üstünde katılımcı, 100’den fazla devlet lideri ve siyaset yapıcının iştirak etmesi umut ediliyor.”Uygulama Zirvesi” olarak tanımlanan COP27’de 7-8 Kasım tarihlerindeki Liderler Zirvesi’nin peşinden finans, bilim, gençlik ve gelecek nesiller, karbonsuzlaşma, uyarlama ve ziraat, cinsiyet, su, sivil cemiyet, enerji, biyoçeşitlilik ve çözümler başlıkları altında her gün tematik oturumlar düzenlenecek.
‘Kayıp ve Zarar’ en mühim başlıklardan biri
Endüstri öncesi döneme bakılırsa halihazırda 1,1 derecenin üstüne çıkan küresel ısı artışını yüzyıl sonuna kadar 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefini gerçekleştirmek için ülkelerin açıklamış olduğu ulusal katkı beyanlarının (NDC) güçlendirilmesi zirvenin temel başlığı.Bunun yanında, gelişmekte olan ülkelerin iklim krizi sebebiyle uğramış olduğu ekonomik kayıpların iklim krizinin ortaya çıkmasında tarihsel sorumluluğu en yüksek olan Batı ülkeleri tarafınca tazmin edilmesi anlamına gelen Kayıp ve Zarar Mekanizması’na fon ayrılması zirvenin en mühim münakaşa mevzularından biri olarak öne çıkıyor.Bu açıdan, zirvenin bir Afrika ülkesi olan Mısır’da düzenlenmesi de “Kayıp ve Zarar” başlığının altının çizilmesini gerektiriyor.Gelişmekte olan ülkelerde iklime uyum planları için 2030’a kadar senelik 160 ile 340 milyar dolar içinde finansmana gerekseme duyulmasına karşın 2020’de bu ülkelere sağlanan küresel iklim ve uyum finansmanı bu miktarın yüzde 10’unun altında kalıyor.Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğinin etkileriyle savaşım için 2009’dan itibaren kendilerine taahhüt edilen sadece hiçbir yılda tam olarak ödenmeyen senelik 100 milyar dolarlık iklim tazminatının taahhüt edilmiş olduğu şekilde ödenmesini ve ödeneceği günün öne çekilmesini istiyor.Zirve hem de Pakistan’daki seller sebebiyle yaşanmış olan felaketler, açlık ve besin krizinin arttığı ve enerji krizi sebebiyle iklim krizinin en büyük sebebi olan fosil yakıt kullanımının yükselişe geçmiş olduğu “çoklu kriz” döneminde gerçekleştiriliyor.BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 3 Ekim’de yapmış olduğu konuşmada, iklim krizi ile küresel bir savaşım yürütülmesinin önemine dikkati çekerek “Pakistan’ın 3’te 1’i seller altında. Avrupa’da son 500 yılda yaşanmış olan en sıcak yaz. Filipinler mahvolmuş halde. Küba’nın tamamı karanlıkta ve ABD Birleşik Devletleri’nde, Ian kasırgası hiçbir ülkenin ve hiçbir ekonominin iklim krizine bağışık olmadığını acımasız bir halde hatırlattı.” ifadelerini kullanmıştı.
Emisyonların “eşi görülmemiş” seviyede azaltılması gerekiyor
İklim krizinin etkilerini azaltmak ve küresel ısı artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için başarılması ihtiyaç duyulan en mühim hedef, küresel sera gazı emisyonlarının hızla azaltılması.BM’nin son raporları, hedefleri tutturabilmek için emisyonların 2030’a kadar ortalama yüzde 50 şeklinde “eşi görülmemiş” bir seviyede azaltılması icap ettiğini ortaya koyuyor. Buna karşın ülkelerin mevcut iklim planları bu zamanda emisyonların yüzde 10,6 artışı ve ısı artışını 2,5 dereceye çıkarma riskini taşıyor.Geçen yılki COP zirvesinde ülkeler NDC’lerin güçlendirilmesi için düşünce birliğine varmış olsa da geçen bir yılda bir tek 24 ülke NDC’lerini güncelledi ve planlarını güçlendirme yoluna gitti.COP27’de Türkiye’nin de aralarında bulunmuş olduğu birçok ülkenin güncel NDC’lerini ve emisyon azaltım hedeflerini açıklaması umut ediliyor.Birçok ülkenin 2050’li seneler olarak açıklamış olduğu net sıfır emisyon hedefine ulaşmak 2030’a kadar emisyon azaltımında mühim aşama kaydedilmesine gerekseme duyuluyor. Emisyonların ihtiyaç duyulan seviyede azaltılması için ise fosil yakıt kullanımının 2030’a kadar büyük seviyede azaltılması ve yeni fosil yakıt yatırımı yapılmaması gerekiyor.Bilim adamları, ısı artışının sınırlandırılamaması durumunda dünya nüfusunun neredeyse yarısını yıkım bir senaryonun beklediği, iklim kaynaklı felaketlerin artacağı ve yaşamı tehdit eden ısı ve neme maruz kalınacağına işaret ediyor.COP27 Başkanı Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, zirve öncesi delege ve katılımcılara gönderilmiş olduğu mektupta, iklim krizini “varoluşsal bir kriz” olarak tanımlarken, COP27’nin planların uygulamaya geçilmesini mümkün kılan bir zirve olmasını hedeflediğini belirtti.
Yoruma kapalı.