Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 30 yıl ilkin apartheid rejim karşıtı hareketin lideri Chris Hani’yi öldüren Janusz Walus’a yönelik şartlı tahliye sonucu ülkede öfke dalgasına yol açtı. Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz hafta, Hani suikastı sebebiyle almış olduğu yaşam boyu hapis cezasının 30 yılını dolduran Walus’un şartlı tahliyesine hükmetti. 1981’de Polonya’dan Güney Afrika’ya göç eden aşırı sağcı Walus’un bu hafta tahliye olması bekleniyordu sadece cezaevinde başka bir mahkum tarafınca bıçaklanarak tedavi altına alındı. Hakkaniyet Bakanlığı, şartlı tahliye kararının 69 yaşındaki mahkum için tıbbi izin çıktıktan sonrasında uygulanacağını deklare etti. Mahkemenin bu sonucu, Hani’nin beyaz azınlık yönetimine karşı mücadelede bir “kahraman” olarak görüldüğü ülkede şiddetli eleştirilere ve protestolara niçin oldu. Göstericiler “Chris Hani’yi tekrar öldürme” yazılı pankartlarla başkent Pretoria’da Walus’un tutulduğu cezaevine doğru yürüyüş yapmış oldu. Hani’nin eşi tv ekranlarında tahliye kararını “şeytani bir karar” olarak nitelendirdi. Anayasa Hukuku Uzmanı Ropafadzo Maphosa Walus’un şartlı tahliyesi önünde yasal bir engel olmadığını sadece kamuoyunun tepkisinin büyük bulunduğunu söylemiş oldu ve “İnsanlar anayasanın kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyor bundan dolayı sevdikleri bir kahramanı, bir aktivisti öldüren birinin salınmasına izin veriyor.” şeklinde konuştu. Afrika Ulusal Kongresi üyesi ve Güney Afrika Komünist Partisi’nin lideri olan Hani, 1993 senesinde Johannesburg’daki evinin önünde vurularak öldürülmüştü.Tarihçi Tshepo Moloi, suikastın ülke çapında ayaklanmaları tetiklediğini ve sonucunda beyazlar lehine ırksal ayrımcılık uygulanan apartheid rejiminden çıkışı hızlandırdığını söylüyor. Moloi, şartlı tahliyeye yönelik bu tepkinin hem de ırksal ve ekonomik eşitsizliğin sona erdirilememesine ilişkin daha geniş çaplı hayal kırıklıklarına işaret ettiğini belirtiyor.
Yoruma kapalı.